Diyabet nasıl tedavi edilir?

İnsanlar genellikle şeker hastalarının hastalığı kontrol etmek için zaten insülin iğneleri olduklarını zannederler. Gerçek ise, şeker hastalığı yönetiminin diyet ,egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri ile başladığıdır. Bu tedbirlerin, vücudun insülin üretimini veya emilimini düzenlemesine yeterince yardım etmediği durumlarda, kan şekeri düzeyleri ağızdan alınan ilaçlarla ve bu durumda nihayetinde insülin iğneleriyle kontrol altına alınabilir. Kan şekeri düzeylerinin dikkatli ve düzenli takibi sayesinde, siz ve sağlık hizmetleri ekibiniz, sizin için hangi ilaç ve doz kombinasyonun en etkili olacağına karar verebilirsiniz.

Ağızdan Alınan İlaçlar

Şeker hastalığı tedavisi için verilen ve ağız yoluyla alınan beş farklı ilaç sınıfı vardır. Her biri, görevi, etki gücü ve süresini belirleyen kendine has farmakolojik özelliklere sahiptir. Bu ilaçlar farklı şekillerde çalışsa da, herhangi birini kullanmaya başlayan kişiler; karaciğer veya böbreklere olası hasar dahil olmak üzere, kullandıkları ilacın muhtemel yan etkilerinden haberdar olmalıdırlar. Zararlı yan etkileri nasıl takip edeceğiniz konusunda sağlık uzmanınızla görüşün.

Sülfonilüreler, pankreasta insülin üretimini artıran ilaçlardır. Ayrıca vücudun doğal olarak üretilmiş insülini etkin şekilde kullanma kabiliyetini de geliştirirler. Bu ilaç sınıfı, asetoheksamid, kloropropamid, tolazamid, gliburid, glipizid ve glimperid gibi maddeler içerir. Sülfonilüreler, başlangıçta düşük dozlarda verilir ve sonra bir veya iki hafta içerisinde kademeli olarak dozu artırılır.

Sülfonilürelerin olası bir yan etkisi, yüksek hipoglisemi riskidir ki hipoglisemi kan glikoz düzeylerinde ani düşme anlamına gelir ve hastaların bilinçlerini kaybetmelerine neden olabilir. İlaç, yemek zamanından önce alınmalı ve kan şekeri düzeyleri dikkatli bir biçimde takip edilmelidir. Kilo alımı ise, sülfonilüre kullanımıyla birlikte görülen başka bir yan etkidir ve bu maddeler, halihazırda obezite ile mücadele eden hastalar için uygun değildir.

Metiglinidler

Sülfonilüreler gibi, metiglinidler de pankreasın daha fazla miktarlarda insülin üretmesine neden olur. Bu sınıf, repaglinid ve retiglinid gibi ilaçlar içerir. Bu ilaç, kısa süreler için etkili olsa da, hastalarda hipoglisemi riskini düşürme avantajına sahiptir. Bu hızlı etki gösteren ilaçlar, yemekten hemen önce alınabilir ve etkileri sülfonilüreler kadar uzun sürmediğinden, daha esnek bir doz programına olanak sağlarlar.

Biguanidler, karaciğerde glikoz üretimini azaltarak vücut hücrelerinin mevcut kan glikozunu daha iyi emmesini sağlarlar. Bu sınıftaki ilaçlar, mesela Metformin, ayrıca insülinin karaciğer ve diğer dokular için etkinliğin artmasına da yardım eder. Metformininin vücut kilosu üzerinde olumlu bir etkisi olduğu ve kandaki lipid ve yağ sayısını iyileştirdiği de ispatlanmıştır, bu yüzden de aşırı kilolu hastalar için tercih edilen bir seçimdir.

Bazı yan etkileri arasında, ağızda tat değişmesi, mide rahatsızlığı veya kusmaya benzer bir his vardır. Bunların hepsi geçici etkiler olup başlangıçta görülür ve vücut yeni ilaca alıştıkça ve doz artıkça bu etkilerin azalması gerekir.

Tiazolidinedionlar

Scrabble kelime oyunu tarihinin en uzun tek kelimesi olma rekorunun yanı sıra, tiazolidinedionlar; troglitazon, rosiglitazon ve pioglitazon içeren bir ilaç sınıfıdır. Bu maddeler, çoğunlukla faydalıdır çünkü kasların ve yapı hücrelerinin insülinle daha iyi çalışmasını sağlarlar. Tiazolidinedionların ayrıca, tansiyon ve kandaki yağlar üzerinde de olumlu etkileri vardır; bu nedenle bu ilaçlar, kalp hastalığı geçirmiş veya riski altında olan hastalar açısından tercih edilen bir seçim haline gelmiştir.

Alfa-Glukosidaz İnhibitörleri

Akarboz ve miglitol gibi, alfa-glukosidaz inhibitörleri, besin tüketildiğinde glikozun bağırsaklardan emilimini azaltır. Bu ilaçlar, eğer günde üç kere alınırsa ve tercihen her ana öğünün ilk lokması ile birlikte alınırsa, daha iyi etki göstermektedir. Alfa-glukosidaz inhibitörleri, özellikle, kan şeker düzeyi yemek yemeden önce (açlık kan şekeri düzeyi) çok yüksek olmadığında, fakat yemek yendikten sonra yükselmeye başladığında faydalıdır.

Eğer ağızdan alınan ilaçlar işe yaramazsa veya yeterli gelmezse, son çare olarak insülin iğneleri yazılır. Bu iğneler, kan glikoz düzeyini kontrol etmeye yardım amacıyla ağızdan alınan ilaçlarla birleştirilebilir veya tek başına kullanılabilir. İnsülin, yemeklerden sonra ve güm boyunca kan şekeri düzeylerini korumak açısından hızlı, orta veya uzun etkili çözümler sağlar. İnsülin, tıbbi durumunuza ve kan glikoz düzeylerinizdeki düzenli artışlara bağlı olarak, yemeklerden 15 ila 30 dakika önce alınmalıdır. İnsülin kullanımının masrafı ve verdiği rahatsızlığa ilaveten, hipoglisemi de önemli bir risk olabilir.

Şeker hastalığı, tedavi edilmediği takdirde sessiz bir katile dönüşebilen kronik bir hastalıktır. Eğer 45 yaşın üzerindeyseniz veya ailenizde şeker hastalığı geçmişi varsa, risk altında olabilirsiniz ve yüksek kan şekeri düzeyleri açısından düzenli olarak taramadan geçmeniz gerekir. Şeker hastalığının yönetimi; diyet, egzersiz, ağız yoluyla alınan ilaçlar ve muhtemelen insülin iğnelerini içeren çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Erken teşhis ve etkin bir yönetimle, daha ciddi sonuçları ve genellikle hastalıkla ilişkili tedavileri önleyebilirsiniz.


Hanci.org sizlere daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanıyor.
Hanci.org sitesini kullanarak çerez politikamızı kabul etmiş olacaksınız.
Detaylı bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası metnimizi inceleyebilirsiniz.