Hipertansiyonun ilaçsız tedavisi mümkün mü?
İlaçsız tedavi yani yaşam düzeninin değiştirilmesi, kan basıncı yüksekliğini kontrol etmenin yanı sıra hipertansiyonunun önlenmesinde de yararlıdır. Hastalar, ilaçsız tedaviyi kesinlikle ihmal etmemelidir. Şişmanlık, şeker hastalığı veya kanında yağı yüksek ( hiperlipidemi ) olan hastalarda, yaşam düzeninin değiştirilmesinin önemi daha da artar. Yaşam düzeninin değiştirilmesi, hipertansiyonu tek başına kontrol edebileceği gibi ilaç gereken durumlarda, ilaç dozunun azaltılmasına da olanak sağlar. Yaşam düzeninin değiştirilmesindeki temel noktalar, aşağıda özetlenmiştir:
* Tuz alınımının kısıtlanması
* Hastanın ideal kiloya getirilmesi
* Fiziksel aktivitenin artırılması
* Sigaranın terkedilmesi
* Aşırı alkolün önlenmesi
* Diyette potasyum desteği
* Diyetle doymuş yağ ve kolesterol alımının sınırlandırılması
* Diyetle yeterli kalsiyum ve magnezyum alınması
Diyetle tuz alınımının günde 100 mmol'ün ( 6 gram NaCl [tuz] ) altına düşürülmesinin kan basıncını düşürdüğü, birçok çalışmada gösterilmiştir. Yaşlı, diyabetik ( şeker hastaları ) veya hipertansif hastalarda, diyette tuz kısıtlamasının kan basıncını düşürücü etkisi, daha belirgindir. Diyetle tuz kısıtlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırır, antihipertansif ilaç ihtiyacını azaltır ve kalp büyümesini geriletebilir. Diyette tuz kısıtlaması yapmak için gerekenler tuzsuz ekmek kullanılması, yemek pişirilirken tuz atılmaması, sofraya konulmuş yemeklere, tadına bile bakmadan tuz atma alışkanlığının terkedilmesi ve gıda seçiminde gıdaların tuz içeriğine bakılmasıdır. Doktora danışmadan yapay tuz kullanmak zararlı olabilir. Bunun 2 nedeni vardır;
1. Yapay tuzlarda, sınırlı da olsa tuz bulunabilir.
2. Bazı antihipertansif ilaçlarla yapay tuzların birlikte kullanılması, sakıncalı olabilir.
Şişman hastalar mutlaka zayıflatılmalı ve ideal kiloya getirilmelidir. 4-5 kilo kaybı bile kan basıncı kontrolünü kolaylaştırabilir. Şişman hastalar en az 10 kg zayıflatılmalıdır. Kilonun kontrol altına alınması, yağ metabolizması bozuklukları veya diyabetes mellitus ( şeker hastalığı ) gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerin de kontrol edilmesini kolaylastırır. Düzenli aerobik, egzersiz ( yürüme, koşma, yüzme, bisiklete binme vb. ) kilo kaybını hızlandırır, kan basıncı kontrolunu kolaylaştırır, kardiyovasküler riski ve mortaliteyi azaltır. Ağırlık kaldırma, vücut geliştirme gibi izotonik egzersizlerden kaçınılmalıdır. Egzersiz sıklığı haftada en az 3 kez, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süreli olmalıdır. Egzersizin 2 hafta bırakılması, olumlu etkisini ortadan kaldırır. Kalp hastalığı gibi sorunları olanlar egzersiz programına başlamadan önce, doktor kontrolünden geçmelidirler. Hastalar araba kullanmaktansa toplu taşıma araçlarını kullanmalı, kısa mesafelerde yürüyüş yapmalı, asansöre binmektense yürümelidir. Günlük yaşantıda, fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
* Tuz alınımının kısıtlanması
* Hastanın ideal kiloya getirilmesi
* Fiziksel aktivitenin artırılması
* Sigaranın terkedilmesi
* Aşırı alkolün önlenmesi
* Diyette potasyum desteği
* Diyetle doymuş yağ ve kolesterol alımının sınırlandırılması
* Diyetle yeterli kalsiyum ve magnezyum alınması
Diyetle tuz alınımının günde 100 mmol'ün ( 6 gram NaCl [tuz] ) altına düşürülmesinin kan basıncını düşürdüğü, birçok çalışmada gösterilmiştir. Yaşlı, diyabetik ( şeker hastaları ) veya hipertansif hastalarda, diyette tuz kısıtlamasının kan basıncını düşürücü etkisi, daha belirgindir. Diyetle tuz kısıtlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırır, antihipertansif ilaç ihtiyacını azaltır ve kalp büyümesini geriletebilir. Diyette tuz kısıtlaması yapmak için gerekenler tuzsuz ekmek kullanılması, yemek pişirilirken tuz atılmaması, sofraya konulmuş yemeklere, tadına bile bakmadan tuz atma alışkanlığının terkedilmesi ve gıda seçiminde gıdaların tuz içeriğine bakılmasıdır. Doktora danışmadan yapay tuz kullanmak zararlı olabilir. Bunun 2 nedeni vardır;
1. Yapay tuzlarda, sınırlı da olsa tuz bulunabilir.
2. Bazı antihipertansif ilaçlarla yapay tuzların birlikte kullanılması, sakıncalı olabilir.
Şişman hastalar mutlaka zayıflatılmalı ve ideal kiloya getirilmelidir. 4-5 kilo kaybı bile kan basıncı kontrolünü kolaylaştırabilir. Şişman hastalar en az 10 kg zayıflatılmalıdır. Kilonun kontrol altına alınması, yağ metabolizması bozuklukları veya diyabetes mellitus ( şeker hastalığı ) gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerin de kontrol edilmesini kolaylastırır. Düzenli aerobik, egzersiz ( yürüme, koşma, yüzme, bisiklete binme vb. ) kilo kaybını hızlandırır, kan basıncı kontrolunu kolaylaştırır, kardiyovasküler riski ve mortaliteyi azaltır. Ağırlık kaldırma, vücut geliştirme gibi izotonik egzersizlerden kaçınılmalıdır. Egzersiz sıklığı haftada en az 3 kez, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süreli olmalıdır. Egzersizin 2 hafta bırakılması, olumlu etkisini ortadan kaldırır. Kalp hastalığı gibi sorunları olanlar egzersiz programına başlamadan önce, doktor kontrolünden geçmelidirler. Hastalar araba kullanmaktansa toplu taşıma araçlarını kullanmalı, kısa mesafelerde yürüyüş yapmalı, asansöre binmektense yürümelidir. Günlük yaşantıda, fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
Hipertansiyon ve tedavisi
- Hipertansiyon çeşitleri nelerdir?
- Hipertansiyon gelişiminde tuzun ve böbreklerin önemi
- Hipertansiyon hastalarının sıkça yaptığı hatalar nelerdir?
- Hipertansiyon nasıl anlaşılır?
- Hipertansiyon nedir?
- Hipertansiyon tedavisinde başarısızlık nedenleri
- Hipertansiyon teşhisi nasıl konulur?
- Hipertansiyona sebep olan hastalıklar nelerdir?
- Hipertansiyonun ilaçla tedavisi nasıldır?
- Hipertansiyonun ilaçsız tedavisi mümkün mü?
- Hipertansiyonun risk faktörleri
- Hipertansiyonun tedavisi nasıldır?
- Hipertansiyonun verdiği zararlar nelerdir?
- Tansiyon nasıl ölçülür?
- Yüksek tansiyon nasıl tedavi edilir?
- Yüksek tansiyonun belirtileri nelerdir?